Bağıranların çığıranların iktidarı
19 Subat 2021 09:27:03
Muhalefette iken ve bağırarak tehditkar konuşmaları ile halkın gönlüne giren Recep Tayyip Erdoğan yıllardır iktidarı elinde böyle bulundurmaktadır. Hala aynı şekilde bağırmaya devam etmektedir..Karşısında bağıranları bir şekilde kolunun kanadının altına almaktadır. sonrasında bağıran bu kişiler artık onun adına bağırmaya saldırmaya başlar oldular.
CHPde muhalifken bağıra bağıra AKPye katılan Ertuğrul Günay Tayyip Erdoğan’ın kanatları altından bağırmaya başlamıştır. İki dönem milletvekilliği ve bir süre kültür bakanlığı yaparak karşılığını almıştır.
AKP genel başkan yardımcısı Numan Kurtulmuş bağıra bağıra tehditlerle Recep Tayyip Erdoğan’ın kanatları altından saldırgan oldu. Bir zamanlar iktidarın Yolsuzlukları ve demokrasiye karşı yanlış tutumlarını dile getirerek siyaset üreten Numan Kurtulmuş bir anda AKP demokrasi hocası oluverip muhalefete demokrasi öğretmeye, muhalefete bağıran tehdit eden biri oluverdi. Tek adamın kanadı altından beri politika yapıp satmaya kollamaya başladı.
İçişleri bakanı Süleyman Soylu bağırarak iktidarı tehdit ederek iktidarın dikkatini çekti ve susturulmak için AKP saflarına katıldı. Öyle bağırıyorduki demokrasi yolsuzluklar adına, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yedirmem namussuzum hesap sormazsam diyerek, İçişleri bakanı oldu hala bağırıyor. Bağırıyor amatayyip Erdoğanı Hemi de Tayyip Erdoğan’dan daha çok savunarak bağırıyor.
Hatırlayalım Bülent Arınçın bağırmalarını,hatırlayalım Melih Gökçekin bağırmalarını, Hatırlayın Binali Yıldırım’ın bağırtılarını, hatırlayın Ahmet Davutoğlun’un bağırtılarını. Kısacası bağıranlar ordusu ve medyasıyla karşı karşıya bir muhalefetteyiz.
Fetö olaylarında başarısız olan, bunu kandırıldık diye dile getiren bir hükümet, daha sonra Barzani tarafından kandırıldığını söylüyor. Aynı hükümet ABD başkanı Barack Obama’nın da kandırdığını söylüyor. Libya bombalanırken önce ne işiniz var diyor sonra çark ediyor. Akdeniz’de çok geride kalan hükümetin bağırmaları para etmıyor, doğal gaz arama gemisi bakıma alınıyor. Egede 18 adamız Yunanlılar tarafından işgal edilerek yapılan anlaşmaların tersine silahlandırılıyor. Bir taraftan sanal petrol, gaz çıkaran hükümet, uçak elektirikli araba üretimine jet motoruna el atıyor.
İkindi namazını kılmak ve kahve içmek için Suriye’ye giren hükümet 5 milyon Suriyeli’yi Türk vatandaşının kucağına veriyor. Suriyeli’lere harcanan 70 milyar dolar ve sonrası harcamalar devam ediyor. Tarım adeta terk ediliyor, eğitimde başarısız olduğunu bizzat söylüyorlar. Ekenomi kan ağlıyor 128 milyar merkez bankasından uçuyor. Merkez Bankası ekside iken bakan değişiyor eski bakan kayıplara karışıyor ve arananlar listesine ekleniyor.
Bazı alışkanlıklar dışarıya karşıda tehditkar olarak devam ediyor. Ardından ben öyle demedim ona demedim ardından uçaklara bindirlip gönderilen mahkumlar, masa altından gösterilen beyzbol sopalarla çark ediliyor.
Başarısız bir pandemi dönemi geçiren iktidar ekenomik krizde bunalan halkın aklını yine bağıra çağıra din ve milliyetçilik gibi ve teknolojik yalanlarla çelmeye çalışıyor.
Çarşamba günü beni izleyin diyen Cumhurbaşkanı 16 şehidi Malatya Valisi’ne açıklatıyordu. Böyle operasyonlar sessiz sedasız yapılır. Silahşör medya sinyalleri bir kaç gün önceden verdiği operasyon başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Sn. Meral Akşener de 2 soru sordu.1- Siyasetin bu işte parmağı var mı? 2- Şehitler üzerinden muhalefete saldırı olacak mı?. Bunlar önemli sorular aydınlatılmalıdır.
Akabinde Süleyman Soylu aynı uslup daha çok bağırarak CHP lileri sakın şehit cenazelerine sokmayın talimatı verdim demeci... Zavallı halkım ekenomik bunalım içerisinde sanırım şaşırtıp açlığını unutturmaya çalışılacaklar.
Maske dağıtamayan hükümet uzaya seyahat ettiriyor, galaksi diyor. Anayasayı değiştirmekten söz ediyorlar. 1921 anayasası 11. Maddesi şehirleri eyalet yapar. Bizim Cumhuriyetin anayasası 1924 anayasasıdır. İlk dört maddesini bilmeyen daha vatandaş olamamıştır. Zaten anayasa 174 maddedir.53 maddesi AKP torbalarıyla zaman değişmiş.
Artık şu çok belliki bu şehitler için yine meclis araştırma komisyonu kurulmayacak. Bu bağırtıların tek nedeni bu bence. Şehit aileleri ve kamuoyu buna ne diyecek acaba...