“ AH BENİM KARIM! AH BENİM KOCAM! “
15 Subat 2018 12:26:00
Canan Tan, yazdığı romanlarla büyük okuyucu kitlesine sahiptir. Onun kitaplarıyla okuma sevgisi, kitap sevgisi kazanan insanlar –özellikle kadınlarımız- azımsanmayacak derecede fazladır. Kitapla aralarına duvar örenlere kitabı, okumayı sevdirmiştir. Ünlü yazarımız, sadece öyküleri, romanlarıyla değil, mizah öyküleriyle de yazın dünyası yakından tanır. Romanlarıyla mizah kitapları at başı gitmektedir. Bir kadın yazar olarak mizah dalında aldığı ödüller, yazdığı kitaplar ortadadır.
Arka arkaya yazdığı yaşamın gerçeği, hüznüyle, sert yanıyla yoğrulmuş romanlarından sonra daha dumanı üstünde çıkan mizah öyküleri kitabıyla da okuyucuyu güldürdü, düşündürdü, empati yapmalarına neden oldu. Daha öncesinde Canan Tan’ın mizah kitaplarını okumayanları şaşırttı. Yazarın bu yanı da varmış demek ki, dedirtti.
“ İnsan güldüğü kadar insandır. “ “ İki kişi arasında en kısa köprüdür gülümsemek. “ İnsan güldüğü kadar insandır. “ özdeyişlerini kanıtlarcasına Canan Tan’da gülümseyen, gülmeyi seven, şakaya yatkın bir kişilik yapısı var. Söyleşilerinde, imza günlerinde asık bir çehresine hiç rastlamadım, tüm okuyucularının tanık olduğu gibi.
“ Ah Benim Kocam!- Ah Benim Karım! “ kitabında on dört öyküden oluşuyor. Yazar burada da yan tutmamış. Her iki başlık altında yedişer öykü var.
Öykülerin hepsinde de kadın, erkek zıtlaşmasını, çekişmesini gülümseyerek, gülümseterek ortaya seriyor. Almanların bir atasözünde evlilik kurumunu şöyle tanımlar: “Evlilik, kediyle çuvala girmektir.” Evlilik kurumunda kadın olsun, erkek olsun kediyle çuvala girmeyi başta kabulleniyorlar. Sözler, davranışlar, imalarla tırmalama gerçekleşiyor.
Canan Tan iyi bir gözlemci, izlenimci, toplumsal yaşamı yakından izliyor. Günlük yaşamda çoğu kişinin gözünden kaçanlar, ondan kaçmıyor. Mizah yazarlığı da görünen de görünmeyeni aramak, ondan mizah çıkartmak değil midir?
Günümüz dünyasının insanının olmazsa olmazı kadın-erkek arasında ayrım yapmıyor. 20 Haziran 2015 günü Hürriyet Gazetesi-Cumartesi ekinde Ayşe Arman’la yaptığı röportajda, “ Bu kitapta kadınlara iltimas geçtiniz mi? “ sorusunu Canan Tan şöyle yanıtlamış: “ Asla! Ama itiraf etmeliyim ki, ‘ Ah Benim Kocam ‘ diye koyulmuştum yola. ‘ Ah Benim Karım! ‘ diyen erkekler yoktu hesapta. Sonradan sağladık dengeyi. İşin ilginç yanı, erkek ağzından yazdığım öyküler, ilk okuyanlar tarafından çok beğenildi. ”
Akıcı bir dille anlatılan öyküleri okurken okumaya gülmek için ara veriyorsunuz. Hiç olmadık yerde bir söze, bir cümleye patlatıyorsunuz kahkahayı. Canan Tan mizah yaparken hicivden, argodan, atasözünden, karşıt anlamdan, yanlış anlamadan, şakadan yararlanmış. Mizahın tanımında da bunların hepsi var.
Öykülere şöyle bir göz atacak olursak erkekler de Peter Pan sendromlu erkekler konu edilmiş. Çocuk ruhlular yani. Dolunay sendromlu erkeğe ne dersiniz? Yaşamını maça bağlamış bir kocayla yaşamak nasıl bir şeydir? Aşırı titiz olmak iyi midir acaba? Eşiniz emekli oldu, sürekli burnunuzun
dibinde. Yılanın sevmediği ot yuvasının dibinde bitermiş, derler bu doğru mu? Yağmur adam ruhlu bir kocanız olsun ister misiniz?
Kadınlara gelelim. Eşiniz öyle temiz ki keşke pasaklı olsaydı diyesiniz gelir mi? Maymun iştahlı karınız sanata soyunsa ne olur acaba? Estetik meraklısı eşiniz olsun mu? Ya sıra dışı kadınlara özenen erkekler kesinlikle olacaktır. Buyurun buradan yakın. Diyetle kafayı bozan bir eşinizi ne kadar çekebilirsiniz? Yanınızda ona buna öpücük yollayan bir karınız olsa kesinlikle bir şey söyleyemezsiniz…
Bu özellikteki kadın ve erkeklerle aynı çuvala girmek nasıl bir şeydir? Mizah öykülerini okurken nasıl bir şey olduğunu gülerek anlıyorsunuz.
Ah Benim Maymun İştahlı Karım öyküsünde günümüz sanatçı adaylarına gönderme çok yerinde ve de güzel yapılmış. Yeni moda başladı. Cümleleri- dizeleri değil- alta alta yazan herkes kendini şair sanıyor. Arkasından bir matbaada kitap bastırılıyor. Kartvizit bastırmadan kesinlikle olmaz. Gazinoda program yapan türkücü, şarkıcı gibi afiş de yaptırıldı mı, haydi koçum kim tutar seni. Yazarlık, şairlik artık bu duruma düştü.
Kadınlar, eşlerinin çapkın olmasını kesinlikle istemezler ama “ temaşa çapkını” olsun diye can atacaklar. Temaşa Çapkın’ı adlı öyküyü okuduktan sonra. Kitaptaki tüm öykülerin kahramanlarını değiştirin. Kadınsa erkek yapın, erkekse kadın yapın, göreceksiniz ki sonuç değişmeyecek. Çünkü güldüğümüz, düşündüğümüz, empati yaptığımız sorunlar sadece kadınımızın, erkeğimizin değil, dünya insanının sorunu. Öyküleri özgün kılan da budur bence.
Canan Tan’ın yeni kitabı “ Ah Benim Karım!- Ah Benim Kocam! “ okunacak bir kitap. Okurken de kesinlikle içinde kendimizi bulacağımız öyküler de olacak. Kitabı okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Keyifli okumalar…