12 Mayis 2021 08:36:48
Cumhurbaşkanının, ilgili bakanlıklar ve kurumların da ortak görüşü ile aldığı 18 günlük tam kapanmanın(!) ilk haftası, Zonguldak’ın en büyük ve en kalabalık ilçesi Ereğli’de, kelimenin tam anlamıyla bir eziyete döndü. Edinilen bilgilere on beş binden fazla insanın kısıtlamadan muaf tutulduğu ve sokakların ilk cumartesi günü haricinde dolup taştığı ilçede, kısıtlamaya ve sağlıklarını riske atmalarına rağmen görevlerinin başında olan yerel basın mensuplarına adeta baskı çemberi kuruldu. Yaklaşık yüz gazetecinin görev yaptığı Ereğli’de, aralarında basın kartı bulunan gazeteciler de dahil olmak üzere her basın çalışanına karşı uygulanan denetim baskısı camiayı çileden çıkardı.
Kısıtlamanın başladığı ilk günün gecesinde İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan muafiyet genelgesinde 42 iş sektörünün kısıtlamadan muaf tutulduğu belirtilmişti. Listede basın çalışanları 15. sırada yer aldı. Ancak tek amaçları ilçenin neredeyse her köşesinde hizmet ve çalışmalarını sürdürmek olan basın çalışanlarına, gerek yaya gerekse de araç trafiğinde oldukları anlarda kolluk güçleri tarafından anlamsız baskılar uygulandı.
BASIN KARTINI TANIMAYANLAR KARTON BİR KARTLA BASINI HİZAYA SOKMAK İSTEDİLER
İlçe genelinde gazetecileri hizaya(!) sokmaya niyetlenen bazı idareciler, haber alma ve haber verme yetkilerini anayasadan alan, yörenin basın savcılığına, valiliğine ve ülkenin bakanlığına bağlı olarak çalışan gazetecileri kendilerince hazırlanan tuhaf bir kartın altında birleştirmeye çalıştılar. İlçe Kaymakamlığı tarafından hazırlanıp dağıtılacağı bildirilen ve denetimlerde emniyet birimlerine gösterilmesi istenen kartların hazırlanması öncesinde her basın kuruluşundan gereksiz birçok belge istendi. Bu belgeler arasında mevkute belgesi, vergi bildirimi, SGK bildirimi gibi Kaymakamlık makamını değil basın savcılığını ilgilendiren belgeler bile talep edildi.
SGK BİLDİRİMİ SORGULAMASI YAPMAK KAYMAKALIĞIN GÖREVİ DEĞİLDİR
Pandeminin başladığı ilk günden bu yana çalışan kesimin en sıkıntılı sektörlerinden biri olan yerel basın kuruluşlarında birçok firma eleman çıkarmak zorunda kalırken bazıları da haftalık baskılarını bile düzenli olarak okurlarına ulaştıramaz hale gelmişti. Kaymakamlık makamı, bu sıkıntıları bilmesine rağmen, SGK primlerini ödeme sıkıntısı çeken kuruluşlara da, kendilerinde hazırlanan tuhaf bir kartın verilmesi için SGK primlerinin ödenmesini şart koştu. Denetimler sırasında ise bazı emniyet personelinin, ilgili bakanlık tarafından verilen ve alınması hayli güç olan basın kartlarını dikkate bile almadıkları gözlendi. Zaman zaman polis, yolda yaya olarak bulunan gazetecileri çevirip onlarca insan arasında onları sorgular gibi denetim yaptı. Trafikte araç içinde bulunan bazı gazetecilere, diğer araçlara yapılmayan bir uygulamayla plaka sorgulamaları yapıldı. Bu uygulamaların nedeni sorulduğunda da bazı polislerin gazetecileri tanımamaları gösterildi.
KENDİ VERDİKLERİ KARTI TANIMADILAR
İşin daha vahim olan yanı ise tartışmalara sebep olan Kaymakamlık Basın Kartları’nın verilmesinden sonra da bu kez bazı polislerin, trafik denetimi yaparken; “Bu kartları da kim dağıttı?”, diyerek alycı bir üslupla Kaymakamlıkça verilen kartları incelemeye kalkmalarıydı. Sokaktaki ve araçları içindeki vatandaşları maskesiz görmelerine rağmen uyarıda bile bulunmaktan uzak bir denetim anlayışı gösteren Ereğli polisi, söz konusu kişiler yerel basın çalışanları olunca kimlik kontrolü bile yapar hale geldi.
FIRINDAKİ İŞÇİYE MUAFİYET BELGESİ SORMAYANLAR GAZETECİLERDEN SGK BELGESİ İSTEDİ
Tam on gün boyunca trafikte yapılan denetimlerde Ereğli polisi, kendilerine muafiyet belgesi gösteren sürücüleri beş saniye bile durdurmazken, aynı araçlar içinde bulunan eşler veya çocuklar için; “Sizin belgeniz var ama yanınızdakilerin belgeleri nerede?”, demedi. Ancak aynı polis, muhabir ve teknik elemanlara, meslekte yeni oldukları için devletin ilgili biriminden alınması gereken basın kartlarına sahip olmadıkları için, aynı denetimlerde büyük sıkıntılar yaşattı. Açık olan bakkalın, pazardaki kabzımalın, fırındaki işçinin, mağazadaki tezgahtarın bırakın sigorta primini muafiyet belgesi olup olmadığını sorgulamayan polis, aynı günlerde Ereğli basınına karşı anlamsız şekilde cephe aldı.
İLK ADIM, BASINI BÖLMEKTİ
Tam kısıtlamanın yaşandığı günlerde Ereğli Kaymakamlığı öncülüğünde uygulanan tuhaf ayrımcılığın ilk adımları, 19 Mart tarihli Ereğli Gazeteciler Derneği Genel Kurulu öncesinde atılmıştı. Dernek kongresine etki etmeye çalışanlarla bir olan İlçe Kaymakamı, bugün üç başlı bir yerel basın camiasının ortaya çıkmasında baş faktörlerden biri olmuştu. Tam kısıtlama başladığı günlerde de yerel basının önde gelen isimleri hiçe sayılırken üç farklı dernek başkanı ile yapılan sözde bir toplantı ile yine basını bölme niyetli kararlar alınmasına zemin hazırlandı.
Haber :
ETİKETLER : Yazdır
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor