•  
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » HABER ARA
    •  » ARŞİV
    •  » TÜM HABERLER
    •  » VİDEOLU HABERLER
    •  » TÜM MAKALELER
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » GÜNÜN HABERLERİ
  • KDZ.EREĞLİ
  • BÖLGE
  • ANALİZ
  • ÜLKE
  • KUTLAMA
  • YAŞAM
  • VEFAT
  • SPOR
  • ALAPLI
  • ASAYİŞ
  Sağlık Durumu İyi...
  Usta Gazeteciden Sevindiren Haber....
  Günay, Anjiyo Alındı....
  Zonguldak Limanı'nda Yangın Çıktı...
  19 Köyde Şap Alarmı...
  BAŞKAN VEKİLİ ATİLLA TARIK SEMİZ OLDU
  Erdemir saat ücretli işe alım yapacak
  Kdz. Ereğli Belediyesi’nde 6. Halil Posbıyık dönemi resmen başladı...
  Başkan Posbıyık'ın kardeşi kalp krizi geçirdi
  Düzce için sarı alarm!
13 Temmuz 2025 Pazar
  1. Ülke

KILIÇDAROĞLU; AKP KOALİSYONDA BİZE GÜVEN VERMELİ

KILIÇDAROĞLU; AKP KOALİSYONDA BİZE GÜVEN VERMELİ

Kılıçdaroğlu AKP ile koalisyona ihtimal vermiyor! Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonuna pek ihtimal vermediğini belirterek, “böyle bir hava var ama umarım...

  • Whatsapp ta Paylaş

 30 Haziran 2015 13:47:00

Kılıçdaroğlu AKP ile koalisyona ihtimal vermiyor!

Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonuna pek ihtimal vermediğini belirterek, “böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz” dedi.

 

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonu ihtimalinin güçlendiği yönündeki havanın aksine açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun Vatan gazetesinden Murat Çelik’e yaptığı açıklamalar şöyle:

 

 

Kamuoyuna son günlerde yayılan hava, ‘Bu iş artık bir AKP-CHP koalisyonuna doğru gidiyor’ şeklinde. Sizce de böyle bir hava var mı ve bu iklim size ne ifade ediyor?

 

 

Böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz. Çünkü ben hâlâ bir AKP-CHP koalisyonunun olacağına pek ihtimal vermiyorum.

 

 

Kılıçdaroğlu AKP ile koalisyona ihtimal vermiyor!

Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonuna pek ihtimal vermediğini belirterek, “böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz” dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonu ihtimalinin güçlendiği yönündeki havanın aksine açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun Vatan gazetesinden Murat Çelik’e yaptığı açıklamalar şöyle:

 

Kamuoyuna son günlerde yayılan hava, ‘Bu iş artık bir AKP-CHP koalisyonuna doğru gidiyor’ şeklinde. Sizce de böyle bir hava var mı ve bu iklim size ne ifade ediyor?

 

Böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz. Çünkü ben hâlâ bir AKP-CHP koalisyonunun olacağına pek ihtimal vermiyorum.

 

Öyle mi? Neden?

 

Evet öyle. Çünkü bu işin zorlukları çok fazla.

 

Şöyle bir görüş var: ‘AKP-MHP koalisyonunun kurulması daha kolay ama yürütmek zor. Buna karşın AKP-CHP formülü, belki kurmak (dediğiniz gibi) daha zor ama kurulursa uzun ömürlü ve sağlam olur…’

 

Evet. Bunun nedeni de şu… CHP bir söz verdiği zaman, sözünün arkasında durur. İki, CHP’nin kuralları evrensel kurallar olur. Uygar bir ülkede geçerli olanlar ne ise aynı kuralların Türkiye’de olmasını isteriz biz.

 

AKP ile koalisyonun kurulmasının zorluğu nedeniyle mi ‘Hayal kırıklığı yaşanmasını istemem’ dediniz?

 

Evet, evet…

 

Zorluklar Cumhurbaşkanı’nın durumu, 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi tartışması gibi konulardan mı kaynaklanıyor?

 

Sadece onlar değil. AKP’yle aramızda ciddi bir güven sorunu var. Bu aşılmadan, bir koalisyon için bir araya gelmek bile çok zor. Güven sorununu besleyen unsurlar var geçmişten. Mesela tutuklu milletvekilleriyle ilgili protokol imzaladık. Biz yemin ettikten sonra “Bu protokolü tanımayız” dediler. Sözlü olan yüzlerce örneği var. Etik değerleri güçlü, verdiği sözün arkasında duran bir kültürle karşı karşıya değiliz.

 

Erdoğan dönemi, Davutoğlu dönemi gibi bir fark var mı o bahsettiğiniz geçmişte?

 

Bu, çok fazla bir şey ifade etmiyor. Bir yerde takiye kültürü olduğu sürece, sizin güven duyma şansınız çok zayıf. Başka şeyler de var… Dış politikanın, içerideki bürokratik yapının tepeden tırnağa değişmesi lâzım. Bu bürokratik yapıyla siz Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götüremezsiniz. Bu eğitim sistemiyle Türkiye’yi aydınlığa taşıyamazsınız. Bunlar temel değişikliklerdir. AKP, “Evet, haklısınız, biz bu değişiklikleri yapmalıyız” diyecek mi?

 

Ama koalisyon dediğiniz “Biraz sizden, biraz karşınızdakinden” demek değil midir?

 

Bizim söylediklerimizin tamamı Türkiye’nin lehine. Biz hiçbir zaman, koltuğumuz olsun, bakan olalım ya da şu kadar mekan, koltuk açılsın gibi şeyleri hiç ama hiç düşünmüyoruz. Türkiye bugün içeride ve dışarıda çok zor bir sürecin içindedir. Ülkeyi buradan çıkaracak olan biziz, bakın bunu çok net söylüyorum. AKP çıkaramaz, biz çıkarırız.

 

Nasıl? Bunu biraz daha açalım…

 

Dış politikayı biz değiştiririz. Davutoğlu Mısır’a gidemez ama biz gideriz. Yanı sıra, biz batıya gittiğimiz zaman, Avrupa Birliği’ne… Daha ağırlıklı olur bizim söylemlerimiz, daha güçlü, inandırıcı olur. Avrupa Birliği’ne de geçmişte verilen sözlerin hiç biri tutulmadı, yerine getirilmedi. Orada da bir güven sorunu var.

 

Ben bu kapıdan girene kadar, herkeste var olan Kılıçdaroğlu AKP ile koalisyona ihtimal vermiyor!

Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonuna pek ihtimal vermediğini belirterek, “böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz” dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonu ihtimalinin güçlendiği yönündeki havanın aksine açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun Vatan gazetesinden Murat Çelik’e yaptığı açıklamalar şöyle:

 

Kamuoyuna son günlerde yayılan hava, ‘Bu iş artık bir AKP-CHP koalisyonuna doğru gidiyor’ şeklinde. Sizce de böyle bir hava var mı ve bu iklim size ne ifade ediyor?

 

Böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz. Çünkü ben hâlâ bir AKP-CHP koalisyonunun olacağına pek ihtimal vermiyorum.

Öyle mi? Neden?

 

Evet öyle. Çünkü bu işin zorlukları çok fazla.

 

Şöyle bir görüş var: ‘AKP-MHP koalisyonunun kurulması daha kolay ama yürütmek zor. Buna karşın AKP-CHP formülü, belki kurmak (dediğiniz gibi) daha zor ama kurulursa uzun ömürlü ve sağlam olur…’

 

Evet. Bunun nedeni de şu… CHP bir söz verdiği zaman, sözünün arkasında durur. İki, CHP’nin kuralları evrensel kurallar olur. Uygar bir ülkede geçerli olanlar ne ise aynı kuralların Türkiye’de olmasını isteriz biz.

 

AKP ile koalisyonun kurulmasının zorluğu nedeniyle mi ‘Hayal kırıklığı yaşanmasını istemem’ dediniz?

 

Evet, evet…

 

Zorluklar Cumhurbaşkanı’nın durumu, 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi tartışması gibi konulardan mı kaynaklanıyor?

 

Sadece onlar değil. AKP’yle aramızda ciddi bir güven sorunu var. Bu aşılmadan, bir koalisyon için bir araya gelmek bile çok zor. Güven sorununu besleyen unsurlar var geçmişten. Mesela tutuklu milletvekilleriyle ilgili protokol imzaladık. Biz yemin ettikten sonra “Bu protokolü tanımayız” dediler. Sözlü olan yüzlerce örneği var. Etik değerleri güçlü, verdiği sözün arkasında duran bir kültürle karşı karşıya değiliz.

 

Erdoğan dönemi, Davutoğlu dönemi gibi bir fark var mı o bahsettiğiniz geçmişte?

 

Bu, çok fazla bir şey ifade etmiyor. Bir yerde takiye kültürü olduğu sürece, sizin güven duyma şansınız çok zayıf. Başka şeyler de var… Dış politikanın, içerideki bürokratik yapının tepeden tırnağa değişmesi lâzım. Bu bürokratik yapıyla siz Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götüremezsiniz. Bu eğitim sistemiyle Türkiye’yi aydınlığa taşıyamazsınız. Bunlar temel değişikliklerdir. AKP, “Evet, haklısınız, biz bu değişiklikleri yapmalıyız” diyecek mi?

 

Ama koalisyon dediğiniz “Biraz sizden, biraz karşınızdakinden” demek değil midir?

 

Bizim söylediklerimizin tamamı Türkiye’nin lehine. Biz hiçbir zaman, koltuğumuz olsun, bakan olalım ya da şu kadar mekan, koltuk açılsın gibi şeyleri hiç ama hiç düşünmüyoruz. Türkiye bugün içeride ve dışarıda çok zor bir sürecin içindedir. Ülkeyi buradan çıkaracak olan biziz, bakın bunu çok net söylüyorum. AKP çıkaramaz, biz çıkarırız.

 

Nasıl? Bunu biraz daha açalım…

 

Dış politikayı biz değiştiririz. Davutoğlu Mısır’a gidemez ama biz gideriz. Yanı sıra, biz batıya gittiğimiz zaman, Avrupa Birliği’ne… Daha ağırlıklı olur bizim söylemlerimiz, daha güçlü, inandırıcı olur. Avrupa Birliği’ne de geçmişte verilen sözlerin hiç biri tutulmadı, yerine getirilmedi. Orada da bir güven sorunu var.

 

Ben bu kapıdan girene kadar, herkeste var olan umutlu havanın, yani “AKP CHP koalisyonu büyük bir çoğunluğu ifade eder ve bu gerçekleşirse Türkiye’de bambaşka bir hava doğabilir” görüşünün bu odada da bir karşılığı olduğunu düşünüyordum. Ama siz farklı bir noktada duruyorsunuz…

 

Türkiye’yi çağdaş uygarlığa kavuşturma konusunda kararlı mıyız? Türkiye’de bir eğitim devrimi yapma konusunda kararlı mıyız?Darbe yasalarını değiştirmekte kararlı mıyız? Dış politikayı ülkenin çıkarları ve Ortadoğu barışı üzerine inşa etmekte kararlı mıyız? Bunları kimlerle, hangi bürokratik ekiple yapacağız?

 

Davutoğlu sizinle görüşmeye geldiğinde soracaklarınız bunlar belli ki…

 

Elbette… Yani sadece iki siyasal partinin yan yana gelmesiyle çözülecek kadar basit bir sorun değil bu. 13 yıllık birikim var. Ciddi bir tortu var. Kalıplaşmış, kangren bir yapı var. Bu yapıyı sizin yeniden, hatta neşter atıp düzeltmeniz gerekiyor.

 

O yapıyı kuran zihniyet ve kadrolarla bu söylediklerinizi yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

 

Evet, evet… Şunu çok net söyleyeyim… Bu anlayış iktidara egemen olmadığı sürece, biz sadece ve sadece, yani koalisyon ortağı olursak, var olan anlayışın arka tekerleği oluruz. Bizim de zaten böyle bir niyetimiz asla ve asla yok, olamaz da. Ciddi değişimin ve dönüşümlerin Türkiye’si yapacaksak, o 

zaman evet. Bunu yapmayacaksak, bizim bu koalisyonda işimiz yok.

 

Davutoğlu geldiğinde bunları önüne koyacaksanız, Cumhurbaşkanı ve 4 eski bakan gibi konular tali kalıyor öyle mi?

 

Onlar parlamentonun işi. Siyasetin işi olmaktan çıkmıştır. Bir yerde bir yolsuzluk varsa, eğer siyasiler karışmışsa ona, o yasama organının işi. Komisyonlar kurulur, herkes vicdanına göre oy kullanır. Çok net söyleyeyim: Koalisyon ortağı olduğumuzu düşünün. Bir CHP’li bakanın yolsuzluk dosyasının geldiğini düşünün. Biz bu dosyanın, asla kapatılmasını istemeyiz. Ama aynı tavrı, öbür taraftan da bekleriz. Çünkü Türkiye yolsuzluk belasından çok çekti ve Türkiye’nin kendi siyasal tarihinden artık bunu söküp atması lâzım.”

 

Deniz Baykal’ın şu çok konuşulan, dil sürçmeleri… Konuştunuz mu bunu aranızda?

 

Hayır. Dil sürçmelerini zaten medyanın önünde konuştuk.

 

Biraz gerildiniz görüldüğü kadarıyla… Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin öncesinde bir iletişim eksikliği yaşandı…

 

Orada da bir sorun yok. Gece değil, sabah görüştük sonuçta.

 

Erdoğan Baykal görüşmesinin içeriği sizin limitlerinizin biraz ötesine mi geçmiş?

 

Öyle anlaşılıyor evet. Ama herhangi bir sıkıntımız yok. Deniz Bey, şu milletvekili pazarlığı konusunda medyada yer alan haberlere üzülmüş sadece. Deniz Bey’i tanıyanlar, böyle bir pazarlığın içinde olmayacağını, böyle bir konuyu konuşturmayacağını da çok iyi bilirler.

 

Hiç kimse erken seçim istemiyor ama bütüne bakınca, şimdi sizin bu söylediklerinizi de görünce… Bu iş olmayacak gibi bir sonuç çıkıyor ortaya.

 

Biz sorunun adresi olmak istemiyoruz. Bizim ortaya koyduğumuz kurallar ve öngördüğümüz hedefler, adım gibi eminim bu toplumun yüzde 90’ı tarafından kabul ediliyor. Bir demokraside olması gerekenlerdir. Başbakanlığı bile Sayın Bahçeli’ye teklif ettik. Uyuştuğumuz noktalar çok diye, “Buyur gel, sen yönet” dedik. Bu bir koltuk teklifi değildi. Bu bir ortak yönetme iradesi. Biz bugüne kadar negatif bir dil kullanmadık. Bakın bizim 14 ilkemiz var. Biz isteriz ki AKP, MHP ve HDP de kendi ilkelerini koysun.

 

Koalisyon konusunda son mesajınız nedir?

 

Temel nokta şu: Güven sorunu çözülmeden bu iş olmaz. Bu güven sorununun çözülmesi lâzım. Bize güveni nasıl verecekler? Biz güvenmeyi istiyoruz ama o güveni duyacak verileri görmek istiyoruz. O yüzden dedim, görüldüğü kadar kolay bir ihtimal yok ortada.

 

Deniz Baykal’ın Meclis Başkan adaylığı konusu… Sürecin bir yerinde AKP’den de destek gelirse, bunun muhtemel bir koalisyonun da işareti olacağı yorumları yapılıyor…

 

Hiç doğru değil. Meclis Başkanı… Gücü yok ki, koalisyonun ya da koalisyon pazarlığının bir parçası olsun. Orası bir protokol görevi. Yani Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’dan gelen yetkilerinin yarısı burada olsa, o zaman deriz ki, ‘Bu çok önemli bir makam’. Bu bildiğimiz bir protokol makamı.

 

Deniz Baykal biraz daha fazlasına da soyunuyor ya da şahsi kariyeri itibariyle bunu hedefliyor gibi bir görüntü veriyor.

 

Tarafsızlığı, demokratik anlayışı ve tavrıyla, bilgisi, birikimi, deneyimiyle, parlamentoya itibar kazandırır. Parlamentonun, yürütme organının arka bahçesi olmasına izin vermez. Gücü yettiği kadar… Ama 12 Eylül darbe yasaları değişmeden, bu arka bahçelik durumu sürer.Evet öyle. Çünkü bu işin zorlukları çok fazla.

Kılıçdaroğlu AKP ile koalisyona ihtimal vermiyor!

Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonuna pek ihtimal vermediğini belirterek, “böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz” dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKP-CHP koalisyonu ihtimalinin güçlendiği yönündeki havanın aksine açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun Vatan gazetesinden Murat Çelik’e yaptığı açıklamalar şöyle:

 

Kamuoyuna son günlerde yayılan hava, ‘Bu iş artık bir AKP-CHP koalisyonuna doğru gidiyor’ şeklinde. Sizce de böyle bir hava var mı ve bu iklim size ne ifade ediyor?

 

Böyle bir hava var ama umarım hayal kırıklığı yaşanmaz. Çünkü ben hâlâ bir AKP-CHP koalisyonunun olacağına pek ihtimal vermiyorum.

 

Öyle mi? Neden?

 

Evet öyle. Çünkü bu işin zorlukları çok fazla.

 

Şöyle bir görüş var: ‘AKP-MHP koalisyonunun kurulması daha kolay ama yürütmek zor. Buna karşın AKP-CHP formülü, belki kurmak (dediğiniz gibi) daha zor ama kurulursa uzun ömürlü ve sağlam olur…’

 

Evet. Bunun nedeni de şu… CHP bir söz verdiği zaman, sözünün arkasında durur. İki, CHP’nin kuralları evrensel kurallar olur. Uygar bir ülkede geçerli olanlar ne ise aynı kuralların Türkiye’de olmasını isteriz biz.

 

AKP ile koalisyonun kurulmasının zorluğu nedeniyle mi ‘Hayal kırıklığı yaşanmasını istemem’ dediniz?

 

Evet, evet…

 

Zorluklar Cumhurbaşkanı’nın durumu, 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi tartışması gibi konulardan mı kaynaklanıyor?

 

Sadece onlar değil. AKP’yle aramızda ciddi bir güven sorunu var. Bu aşılmadan, bir koalisyon için bir araya gelmek bile çok zor. Güven sorununu besleyen unsurlar var geçmişten. Mesela tutuklu milletvekilleriyle ilgili protokol imzaladık. Biz yemin ettikten sonra “Bu protokolü tanımayız” dediler. Sözlü olan yüzlerce örneği var. Etik değerleri güçlü, verdiği sözün arkasında duran bir kültürle karşı karşıya değiliz.

 

Erdoğan dönemi, Davutoğlu dönemi gibi bir fark var mı o bahsettiğiniz geçmişte?

 

Bu, çok fazla bir şey ifade etmiyor. Bir yerde takiye kültürü olduğu sürece, sizin güven duyma şansınız çok zayıf. Başka şeyler de var… Dış politikanın, içerideki bürokratik yapının tepeden tırnağa değişmesi lâzım. Bu bürokratik yapıyla siz Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götüremezsiniz. Bu eğitim sistemiyle Türkiye’yi aydınlığa taşıyamazsınız. Bunlar temel değişikliklerdir. AKP, “Evet, haklısınız, biz bu değişiklikleri yapmalıyız” diyecek mi?

 

Ama koalisyon dediğiniz “Biraz sizden, biraz karşınızdakinden” demek değil midir?

 

Bizim söylediklerimizin tamamı Türkiye’nin lehine.

 

Biz hiçbir zaman, koltuğumuz olsun, bakan olalım ya da şu kadar mekan, koltuk açılsın gibi şeyleri hiç ama hiç düşünmüyoruz. Türkiye bugün içeride ve dışarıda çok zor bir sürecin içindedir. Ülkeyi buradan çıkaracak olan biziz, bakın bunu çok net söylüyorum. AKP çıkaramaz, biz çıkarırız.

 

Nasıl? Bunu biraz daha açalım…

 

Dış politikayı biz değiştiririz. Davutoğlu Mısır’a gidemez ama biz gideriz. Yanı sıra, biz batıya gittiğimiz zaman, Avrupa Birliği’ne… Daha ağırlıklı olur bizim söylemlerimiz, daha güçlü, inandırıcı olur. Avrupa Birliği’ne de geçmişte verilen sözlerin hiç biri tutulmadı, yerine getirilmedi. Orada da bir güven sorunu var.

 

Ben bu kapıdan girene kadar, herkeste var olan umutlu havanın, yani “AKP CHP koalisyonu büyük bir çoğunluğu ifade eder ve bu gerçekleşirse Türkiye’de bambaşka bir hava doğabilir” görüşünün bu odada da bir karşılığı olduğunu düşünüyordum. Ama siz farklı bir noktada duruyorsunuz…

 

Türkiye’yi çağdaş uygarlığa kavuşturma konusunda kararlı mıyız? Türkiye’de bir eğitim devrimi yapma konusunda kararlı mıyız?Darbe yasalarını değiştirmekte kararlı mıyız? Dış politikayı ülkenin çıkarları ve Ortadoğu barışı üzerine inşa etmekte kararlı mıyız? Bunları kimlerle, hangi bürokratik ekiple yapacağız?

 

Davutoğlu sizinle görüşmeye geldiğinde soracaklarınız bunlar belli ki…

 

Elbette… Yani sadece iki siyasal partinin yan yana gelmesiyle çözülecek kadar basit bir sorun değil bu. 13 yıllık birikim var. Ciddi bir tortu var. Kalıplaşmış, kangren bir yapı var. Bu yapıyı sizin yeniden, hatta neşter atıp düzeltmeniz gerekiyor.

 

O yapıyı kuran zihniyet ve kadrolarla bu söylediklerinizi yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

 

Evet, evet… Şunu çok net söyleyeyim… Bu anlayış iktidara egemen olmadığı sürece, biz sadece ve sadece, yani koalisyon ortağı olursak, var olan anlayışın arka tekerleği oluruz. Bizim de zaten böyle bir niyetimiz asla ve asla yok, olamaz da. Ciddi değişimin ve dönüşümlerin Türkiye’si yapacaksak, o zaman evet. Bunu yapmayacaksak, bizim bu koalisyonda işimiz yok.

 

Davutoğlu geldiğinde bunları önüne koyacaksanız, Cumhurbaşkanı ve 4 eski bakan gibi konular tali kalıyor öyle mi?

 

Onlar parlamentonun işi. Siyasetin işi olmaktan çıkmıştır. Bir yerde bir yolsuzluk varsa, eğer siyasiler karışmışsa ona, o yasama organının işi. Komisyonlar kurulur, herkes vicdanına göre oy kullanır. Çok net söyleyeyim: Koalisyon ortağı olduğumuzu düşünün. Bir CHP’li bakanın yolsuzluk dosyasının geldiğini düşünün. Biz bu dosyanın, asla kapatılmasını istemeyiz. Ama aynı tavrı, öbür taraftan da bekleriz. Çünkü Türkiye yolsuzluk belasından çok çekti ve Türkiye’nin kendi siyasal tarihinden artık bunu söküp atması lâzım.”

 

Deniz Baykal’ın şu çok konuşulan, dil sürçmeleri… Konuştunuz mu bunu aranızda?

 

Hayır. Dil sürçmelerini zaten medyanın önünde konuştuk.

 

Biraz gerildiniz görüldüğü kadarıyla… Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin öncesinde bir iletişim eksikliği yaşandı…

 

Orada da bir sorun yok. Gece değil, sabah görüştük sonuçta.

 

Erdoğan Baykal görüşmesinin içeriği sizin limitlerinizin biraz ötesine mi geçmiş?

 

Öyle anlaşılıyor evet. Ama herhangi bir sıkıntımız yok. Deniz Bey, şu milletvekili pazarlığı konusunda medyada yer alan haberlere üzülmüş sadece. Deniz Bey’i tanıyanlar, böyle bir pazarlığın içinde olmayacağını, böyle bir konuyu konuşturmayacağını da çok iyi bilirler.

 

Hiç kimse erken seçim istemiyor ama bütüne bakınca, şimdi sizin bu söylediklerinizi de görünce… Bu iş olmayacak gibi bir sonuç çıkıyor ortaya.

 

Biz sorunun adresi olmak istemiyoruz. Bizim ortaya koyduğumuz kurallar ve öngördüğümüz hedefler, adım gibi eminim bu toplumun yüzde 90’ı tarafından kabul ediliyor. Bir demokraside olması gerekenlerdir. Başbakanlığı bile Sayın Bahçeli’ye teklif ettik. Uyuştuğumuz noktalar çok diye, “Buyur gel, sen yönet” dedik. Bu bir koltuk teklifi değildi. Bu bir ortak yönetme iradesi. Biz bugüne kadar negatif bir dil kullanmadık. Bakın bizim 14 ilkemiz var. Biz isteriz ki AKP, MHP ve HDP de kendi ilkelerini koysun.

 

Koalisyon konusunda son mesajınız nedir?

 

Temel nokta şu: Güven sorunu çözülmeden bu iş olmaz. Bu güven sorununun çözülmesi lâzım. Bize güveni nasıl verecekler? Biz güvenmeyi istiyoruz ama o güveni duyacak verileri görmek istiyoruz. O yüzden dedim, görüldüğü kadar kolay bir ihtimal yok ortada.

 

Deniz Baykal’ın Meclis Başkan adaylığı konusu… Sürecin bir yerinde AKP’den de destek gelirse, bunun muhtemel bir koalisyonun da işareti olacağı yorumları yapılıyor…

 

Hiç doğru değil. Meclis Başkanı… Gücü yok ki, koalisyonun ya da koalisyon pazarlığının bir parçası olsun. Orası bir protokol görevi. Yani Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’dan gelen yetkilerinin yarısı burada olsa, o zaman deriz ki, ‘Bu çok önemli bir makam’. Bu bildiğimiz bir protokol makamı.

 

Deniz Baykal biraz daha fazlasına da soyunuyor ya da şahsi kariyeri itibariyle bunu hedefliyor gibi bir görüntü veriyor.

 

Tarafsızlığı, demokratik anlayışı ve tavrıyla, bilgisi, birikimi, deneyimiyle, parlamentoya itibar kazandırır. Parlamentonun, yürütme organının arka bahçesi olmasına izin vermez. Gücü yettiği kadar… Ama 12 Eylül darbe yasaları değişmeden, bu arka bahçelik durumu sürer.sınız çok zayıf. Başka şeyler de var… Dış politikanın, içerideki bürokratik yapının tepeden tırnağa değişmesi lâzım. Bu bürokratik yapıyla siz Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götüremezsiniz. Bu eğitim sistemiyle Türkiye’yi aydınlığa taşıyamazsınız. Bunlar temel değişikliklerdir. AKP, “Evet, haklısınız, biz bu değişiklikleri yapmalıyız” diyecek mi?

 

Ama koalisyon dediğiniz “Biraz sizden, biraz karşınızdakinden” demek değil midir?

 

Bizim söylediklerimizin tamamı Türkiye’nin lehine. Biz hiçbir zaman, koltuğumuz olsun, bakan olalım ya da şu kadar mekan, koltuk açılsın gibi şeyleri hiç ama hiç düşünmüyoruz. Türkiye bugün içeride ve dışarıda çok zor bir sürecin içindedir. Ülkeyi buradan çıkaracak olan biziz, bakın bunu çok net söylüyorum. AKP çıkaramaz, biz çıkarırız.

 

Nasıl? Bunu biraz daha açalım…

 

Dış politikayı biz değiştiririz. Davutoğlu Mısır’a gidemez ama biz gideriz. Yanı sıra, biz batıya gittiğimiz zaman, Avrupa Birliği’ne… Daha ağırlıklı olur bizim söylemlerimiz, daha güçlü, inandırıcı olur. Avrupa Birliği’ne de geçmişte verilen sözlerin hiç biri tutulmadı, yerine getirilmedi. Orada da bir güven sorunu var.

 

Ben bu kapıdan girene kadar, herkeste var olan umutlu havanın, yani “AKP CHP koalisyonu büyük bir çoğunluğu ifade eder ve bu gerçekleşirse Türkiye’de bambaşka bir hava doğabilir” görüşünün bu odada da bir karşılığı olduğunu düşünüyordum. Ama siz farklı bir noktada duruyorsunuz…

 

Türkiye’yi çağdaş uygarlığa kavuşturma konusunda kararlı mıyız? Türkiye’de bir eğitim devrimi yapma konusunda kararlı mıyız?Darbe yasalarını değiştirmekte kararlı mıyız? Dış politikayı ülkenin çıkarları ve Ortadoğu barışı üzerine inşa etmekte kararlı mıyız? Bunları kimlerle, hangi bürokratik ekiple yapacağız?

 

Davutoğlu sizinle görüşmeye geldiğinde soracaklarınız bunlar belli ki…

 

Elbette… Yani sadece iki siyasal partinin yan yana gelmesiyle çözülecek kadar basit bir sorun değil bu. 13 yıllık birikim var. Ciddi bir tortu var. Kalıplaşmış, kangren bir yapı var. Bu yapıyı sizin yeniden, hatta neşter atıp düzeltmeniz gerekiyor.

 

O yapıyı kuran zihniyet ve kadrolarla bu söylediklerinizi yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

 

Evet, evet… Şunu çok net söyleyeyim… Bu anlayış iktidara egemen olmadığı sürece, biz sadece ve sadece, yani koalisyon ortağı olursak, var olan anlayışın arka tekerleği oluruz. Bizim de zaten böyle bir niyetimiz asla ve asla yok, olamaz da. Ciddi değişimin ve dönüşümlerin Türkiye’si yapacaksak, o zaman evet. Bunu yapmayacaksak, bizim bu koalisyonda işimiz yok.

 

Davutoğlu geldiğinde bunları önüne koyacaksanız, Cumhurbaşkanı ve 4 eski bakan gibi konular tali kalıyor öyle mi?

 

Onlar parlamentonun işi. Siyasetin işi olmaktan çıkmıştır. Bir yerde bir yolsuzluk varsa, eğer siyasiler karışmışsa ona, o yasama organının işi. Komisyonlar kurulur, herkes vicdanına göre oy kullanır. Çok net söyleyeyim: Koalisyon ortağı olduğumuzu düşünün. Bir CHP’li bakanın yolsuzluk dosyasının geldiğini düşünün. Biz bu dosyanın, asla kapatılmasını istemeyiz. Ama aynı tavrı, öbür taraftan da bekleriz. Çünkü Türkiye yolsuzluk belasından çok çekti ve Türkiye’nin kendi siyasal tarihinden artık bunu söküp atması lâzım.”

 

Deniz Baykal’ın şu çok konuşulan, dil sürçmeleri… Konuştunuz mu bunu aranızda?

 

Hayır. Dil sürçmelerini zaten medyanın önünde konuştuk.

 

Biraz gerildiniz görüldüğü kadarıyla… Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin öncesinde bir iletişim eksikliği yaşandı…

 

Orada da bir sorun yok. Gece değil, sabah görüştük sonuçta.

 

Erdoğan Baykal görüşmesinin içeriği sizin limitlerinizin biraz ötesine mi geçmiş?

 

Öyle anlaşılıyor evet. Ama herhangi bir sıkıntımız yok. Deniz Bey, şu milletvekili pazarlığı konusunda medyada yer alan haberlere üzülmüş sadece. Deniz Bey’i tanıyanlar, böyle bir pazarlığın içinde olmayacağını, böyle bir konuyu konuşturmayacağını da çok iyi bilirler.

 

Hiç kimse erken seçim istemiyor ama bütüne bakınca, şimdi sizin bu söylediklerinizi de görünce… Bu iş olmayacak gibi bir sonuç çıkıyor ortaya.

 

Biz sorunun adresi olmak istemiyoruz. Bizim ortaya koyduğumuz kurallar ve öngördüğümüz hedefler, adım gibi eminim bu toplumun yüzde 90’ı tarafından kabul ediliyor. Bir demokraside olması gerekenlerdir. Başbakanlığı bile Sayın Bahçeli’ye teklif ettik. Uyuştuğumuz noktalar çok diye, “Buyur gel, sen yönet” dedik. Bu bir koltuk teklifi değildi. Bu bir ortak yönetme iradesi. Biz bugüne kadar negatif bir dil kullanmadık. Bakın bizim 14 ilkemiz var. Biz isteriz ki AKP, MHP ve HDP de kendi ilkelerini koysun.

 

Koalisyon konusunda son mesajınız nedir?

 

Temel nokta şu: Güven sorunu çözülmeden bu iş olmaz. Bu güven sorununun çözülmesi lâzım. Bize güveni nasıl verecekler? Biz güvenmeyi istiyoruz ama o güveni duyacak verileri görmek istiyoruz. O yüzden dedim, görüldüğü kadar kolay bir ihtimal yok ortada.

 

Deniz Baykal’ın Meclis Başkan adaylığı konusu… Sürecin bir yerinde AKP’den de destek gelirse, bunun muhtemel bir koalisyonun da işareti olacağı yorumları yapılıyor…

 

Hiç doğru değil. Meclis Başkanı… Gücü yok ki, koalisyonun ya da koalisyon pazarlığının bir parçası olsun. Orası bir protokol görevi. Yani Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’dan gelen yetkilerinin yarısı burada olsa, o zaman deriz ki, ‘Bu çok önemli bir makam’. Bu bildiğimiz bir protokol makamı.

 

Deniz Baykal biraz daha fazlasına da soyunuyor ya da şahsi kariyeri itibariyle bunu hedefliyor gibi bir görüntü veriyor.

 

Tarafsızlığı, demokratik anlayışı ve tavrıyla, bilgisi, birikimi, deneyimiyle, parlamentoya itibar kazandırır. Parlamentonun, yürütme organının arka bahçesi olmasına izin vermez. Gücü yettiği kadar… Ama 12 Eylül darbe yasaları değişmeden, bu arka bahçelik durumu sürer.

Ama koalisyon dediğiniz “Biraz sizden, biraz karşınızdakinden” demek değil midir?

 

Bizim söylediklerimizin tamamı Türkiye’nin lehine. Biz hiçbir zaman, koltuğumuz olsun, bakan olalım ya da şu kadar mekan, koltuk açılsın gibi şeyleri hiç ama hiç düşünmüyoruz. Türkiye bugün içeride ve dışarıda çok zor bir sürecin içindedir. Ülkeyi buradan çıkaracak olan biziz, bakın bunu çok net söylüyorum. AKP çıkaramaz, biz çıkarırız.

 

Nasıl? Bunu biraz daha açalım…

 

Dış politikayı biz değiştiririz. Davutoğlu Mısır’a gidemez ama biz gideriz. Yanı sıra, biz batıya gittiğimiz zaman, Avrupa Birliği’ne… Daha ağırlıklı olur bizim söylemlerimiz, daha güçlü, inandırıcı olur. Avrupa Birliği’ne de geçmişte verilen sözlerin hiç biri tutulmadı, yerine getirilmedi. Orada da bir güven sorunu var.

 

Ben bu kapıdan girene kadar, herkeste var olan umutlu havanın, yani “AKP CHP koalisyonu büyük bir çoğunluğu ifade eder ve bu gerçekleşirse Türkiye’de bambaşka bir hava doğabilir” görüşünün bu odada da bir karşılığı olduğunu 

düşünüyordum. Ama siz farklı bir noktada duruyorsunuz…

 

Türkiye’yi çağdaş uygarlığa kavuşturma konusunda kararlı mıyız? Türkiye’de bir eğitim devrimi yapma konusunda kararlı mıyız?Darbe yasalarını değiştirmekte kararlı mıyız? Dış politikayı ülkenin çıkarları ve Ortadoğu barışı üzerine inşa etmekte kararlı mıyız? Bunları kimlerle, hangi bürokratik ekiple yapacağız?

 

Davutoğlu sizinle görüşmeye geldiğinde soracaklarınız bunlar belli ki…

 

Elbette… Yani sadece iki siyasal partinin yan yana gelmesiyle çözülecek kadar basit bir sorun değil bu. 13 yıllık birikim var. Ciddi bir tortu var. Kalıplaşmış, kangren bir yapı var. Bu yapıyı sizin yeniden, hatta neşter atıp düzeltmeniz gerekiyor.

 

O yapıyı kuran zihniyet ve kadrolarla bu söylediklerinizi yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

 

Evet, evet… Şunu çok net söyleyeyim… Bu anlayış iktidara egemen olmadığı sürece, biz sadece ve sadece, yani koalisyon ortağı olursak, var olan anlayışın arka tekerleği oluruz. Bizim de zaten böyle bir niyetimiz asla ve asla yok, olamaz da. Ciddi değişimin ve dönüşümlerin Türkiye’si yapacaksak, o zaman evet. Bunu yapmayacaksak, bizim bu koalisyonda işimiz yok.

 

Davutoğlu geldiğinde bunları önüne koyacaksanız, Cumhurbaşkanı ve 4 eski bakan gibi konular tali kalıyor öyle mi?

 

Onlar parlamentonun işi. Siyasetin işi olmaktan çıkmıştır. Bir yerde bir yolsuzluk varsa, eğer siyasiler karışmışsa ona, o yasama organının işi. Komisyonlar kurulur, herkes vicdanına göre oy kullanır. Çok net söyleyeyim: Koalisyon ortağı olduğumuzu düşünün. Bir CHP’li bakanın yolsuzluk dosyasının geldiğini düşünün. Biz bu dosyanın, asla kapatılmasını istemeyiz. Ama aynı tavrı, öbür taraftan da bekleriz. Çünkü Türkiye yolsuzluk belasından çok çekti ve Türkiye’nin kendi siyasal tarihinden artık bunu söküp atması lâzım.”

 

Deniz Baykal’ın şu çok konuşulan, dil sürçmeleri… Konuştunuz mu bunu aranızda?

 

Hayır. Dil sürçmelerini zaten medyanın önünde konuştuk.

 

Biraz gerildiniz görüldüğü kadarıyla… Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin öncesinde bir iletişim eksikliği yaşandı…

 

Orada da bir sorun yok. Gece değil, sabah görüştük sonuçta.

 

Erdoğan Baykal görüşmesinin içeriği sizin limitlerinizin biraz ötesine mi geçmiş?

 

Öyle anlaşılıyor evet. Ama herhangi bir sıkıntımız yok. Deniz Bey, şu milletvekili pazarlığı konusunda medyada yer alan haberlere üzülmüş sadece. Deniz Bey’i tanıyanlar, böyle bir pazarlığın içinde olmayacağını, böyle bir konuyu konuşturmayacağını da çok iyi bilirler.

 

 

Hiç kimse erken seçim istemiyor ama bütüne bakınca, şimdi sizin bu söylediklerinizi de görünce… Bu iş olmayacak gibi bir sonuç çıkıyor ortaya.

 

 

Biz sorunun adresi olmak istemiyoruz. Bizim ortaya koyduğumuz kurallar ve öngördüğümüz hedefler, adım gibi eminim bu toplumun yüzde 90’ı tarafından kabul ediliyor. Bir demokraside olması gerekenlerdir. Başbakanlığı bile Sayın Bahçeli’ye teklif ettik. Uyuştuğumuz noktalar çok diye, “Buyur gel, sen yönet” dedik. Bu bir koltuk teklifi değildi. Bu bir ortak yönetme iradesi. Biz bugüne kadar negatif bir dil kullanmadık. Bakın bizim 14 ilkemiz var. Biz isteriz ki AKP, MHP ve HDP de kendi ilkelerini koysun.

 

Koalisyon konusunda son mesajınız nedir?

 

Temel nokta şu: Güven sorunu çözülmeden bu iş olmaz. Bu güven sorununun çözülmesi lâzım. Bize güveni nasıl verecekler? Biz güvenmeyi istiyoruz ama o güveni duyacak verileri görmek istiyoruz. O yüzden dedim, görüldüğü kadar kolay bir ihtimal yok ortada.

 

Deniz Baykal’ın Meclis Başkan adaylığı konusu… Sürecin bir yerinde AKP’den de destek gelirse, bunun muhtemel bir koalisyonun da işareti olacağı yorumları yapılıyor…

 

 

Hiç doğru değil. Meclis Başkanı… Gücü yok ki, koalisyonun ya da koalisyon pazarlığının bir parçası olsun. Orası bir protokol görevi, yani Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’dan gelen yetkilerinin yarısı burada olsa, o zaman deriz ki, ‘Bu çok önemli bir makam’. Bu bildiğimiz bir protokol makamı.

 

 

Deniz Baykal biraz daha fazlasına da soyunuyor ya da şahsi kariyeri itibariyle bunu hedefliyor gibi bir görüntü veriyor.

 

 

Tarafsızlığı, demokratik anlayışı ve tavrıyla, bilgisi, birikimi, deneyimiyle, parlamentoya itibar kazandırır. Parlamentonun, yürütme organının arka bahçesi olmasına izin vermez. Gücü yettiği kadar… Ama 12 Eylül darbe yasaları değişmeden, bu arka bahçelik durumu sürer.

 

 


Haber : http:www.bidoluhaber.tv

Bu Haber 1265 defa okundu

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.

     Yorumlar ( 0 )

    Henüz bir yorum yapılmamış
      Çok Okunanlar
    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor
    • Kavşakta Kaza...
      Kavşakta Kaza...
    • Ereğlide Orman Yangını...
      Ereğli'de Orman Yangını...
    • Başkan Yeşil,  Toplu Sözleşme Süreci Çıkmaza Girdi
      Başkan Yeşil, " Toplu Sözleşme Süreci Çıkmaza Girdi"
    • Kdz. Ereğli Belediyesi Aşure Paylaşacak
      Kdz. Ereğli Belediyesi Aşure Paylaşacak
    • 2025-2026 Sezonu Fikstürü Açıklandı
      2025-2026 Sezonu Fikstürü Açıklandı
    • Fındık İşçilerinin Günlük Yevmiyesi Belli Oldu
      Fındık İşçilerinin Günlük Yevmiyesi Belli Oldu
    • Sağlık Durumu İyi...
      Sağlık Durumu İyi...
    • Serinlemek İçin Denize Giren Kişi Boğularak Hayatını Kaybetti
      Serinlemek İçin Denize Giren Kişi Boğularak Hayatını Kaybetti
    • Karadeniz Ereğlide “Yıldızlar Ödüllerini Alıyor” Töreni Coşkuyla Gerçekleştirildi
      Karadeniz Ereğli’de “Yıldızlar Ödüllerini Alıyor” Töreni Coşkuyla Gerçekleştirildi
    • Karadeniz Ereğli Belediyesine TBBden Hibe Araç Desteği
      Karadeniz Ereğli Belediyesi’ne TBB’den Hibe Araç Desteği
      Son Haberler
    • Kürekçiler, Türkiye Şampiyonası Yolunda
      Kürekçiler, Türkiye Şampiyonası Yolunda
    • ERDEMİR, Gençlerin Yanında
      ERDEMİR, Gençlerin Yanında
    • 2025-2026 Sezonu Fikstürü Açıklandı
      2025-2026 Sezonu Fikstürü Açıklandı
    • Ereğli'de Orman Yangını...
      Ereğlide Orman Yangını...
      Köşe Yazarlarımız
    • Ercan YÜKSEL
      DÜNYADA EN ZOR DİN
    • Necati GÜNAY
      Cengiz Halil ÇİÇEK
    • Fahri Özdemir
      CAMİLER PARA TOPLAMA YERİ DEĞİLDİR
    • Savaş ÜNLÜ
      21. BARTIN KİTAP FUARI 2017
    • Recep Tufan
      YASAL BOYUTTA TEMSİL ETTİĞİ TOPLUMU SAVUNAMAYAN STK
    • Furkan Aydemir
      HAKSIZ YAKALAMA GÖZALTI VE TUTUKLAMADA TAZMİNAT HAKKI
      Haber Yorumları
    • Dr. Seyit Serdar Aksehirli
      Az gelismis ulkelerde ne yazikki ADALET VE HUKUK TEROR ORGUTLERI ABD-CIN VE RUSYA destelli ajan terorist HAKIM SAVCILARLA adaleti hukuk olmaktan cikar... DEVAMI
    • İrfan Türkyılmaz
      Ali ünlü bu işin tam uzmanı kendisi ile azda olsa alaplı bel sporda yöneticilik olarak birlikte çalışma fırsatı buldım o futbolcularla yat... DEVAMI
    • Osman
      Cegirgi devlet hastanesi önünde n büfeden garton bartak çay 3 TL'den satılıyor
    • Mehmet Aldırmaz Emekli Başkomiser
      Başkanımız. Çok güzel özetlemiş. Gerçekten bizlerinde, sevdiği, hiç kimselere tepeden bakmazdı. Saygı ve sevgiyle yaklaştırdı.Nur mekan... DEVAMI
    • Nizamettin halıcıoğlu
      Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah ailesine ve dostlarına sabır ve metanetler el fatiha .
    • Zavallı işçi
      Maaşa gelince Afrika baz aliniyor
    • Figen alkan
      Çok zengin olursunuz belki engeliden ne isdiyosunuz
    • Mustafa
      Belediyede para yokmu niye sağa sola yalvariyorlar
    • Zeynep Erdoğan
      Yemekleriniz soğuk ve lezzetsiz. Kesinlikle yenmiyor.
    • Cengiz GÜZEL
      Teşekkürler Efsane Başkanım . Secim Kitapcıgındaki bu Projeyi LÜtfen Uygula Eregli Halkı Seni Cok Seviyoruz Pazar yerinde Sarılınca 1.2.3... DEVAMI
    • ANA SAYFA
    • İLETİŞİM
      • » İletişim Bilgileri
    • Künye
    • Bize Ulaşın
    • GALERİ
      • » Foto Galeri
      • » Video Galeri
    • duyurular
    Damar Gazetesi | Kdz.Ereğli Zonguldak Haberleri

    © damar67.com

    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   Kdz.Ereğli
    •   Bölge
    •   Analiz
    •   Ülke
    •   Kutlama
    •   Yaşam
    •   Vefat
    •   Spor
    •   Alaplı
    •   Asayiş
    •   Akçakoca
    •   Zonguldak
    •   Yığılca
    •   Yazarlarımız
    •   Haber Ara
    •   Arşiv
    •   Tüm Haberler
    •   Videolu Haberler
    •   Tüm Makaleler
    •   Foto Galeri
    •   Video Galeri
    •   Günün Haberleri