BAŞARININ ANATOMİSİ
27 Ekim 2014 17:53:00
Zaman geçmekte ve bir çok yenilikleri de beraberinde getirmektedir. Teknolojinin gelişimi, bilginin sosyal ağlar vasıtası ile yayılmasını hızlandırmış ve kültürel değişimlere sebep olmasını sağlamıştır. Doğal bir sonuç olarak değerlerin değişimi hızlanmıştır. Yüksek bir değer gibi görünen "başarmak" da sanki geçmiş yüzyıla ait bir kavram gibi görünmeye aday. Şöyle ki;
Bilgi çağında başarı, kazandığımız para ya da mal mülkle değil, sahip olduğumuz bilgi, görgü, saygı, yarattığımız farkındalık, kaliteli ve anlamlı bir yaşam ve kullanabildiğimiz veya yaşayabildiğimiz kaliteli zamanın miktarıyla ölçülecektir.
Başarı her dönem yeni yeni anlamlar kazanır, hedefler için itici bir psikomotor görevindedir.
Başarı zaman zaman, yeni yeni anlamlar kazanır. Bazen bir ünvan, bazen sahip olduğumuz mal mülk, bol para başarı ölçüsü olarak karşımıza çıkar. Her şeyi "para"ya endekslediğimiz zamanımızın insanlarına kötü bir haberim var. Gelecekte çok para sahibi olmak başarı sahibi olmakla eş tutulmayacak. Çok büyük servetlerin akıl ve çok çalışmayla elde edilemeyeceğini artık herkes biliyor. Dolayısıyla fazla uyanık ve aklını farklı kullanıp para sahibi olup, başarılı olduğunu sananlar kendilerini kandırmış olacaklar.
Yeni dünyada başarı, kazandığımız para ya da mal mülkle değil, sahip olduğumuz bilgi, görgü, saygı, yarattığımız farkındalık, anlamlı bir yaşam ve kullanma fırsatımız olan kaliteli zamanın miktarıyla ölçülecektir.
Böyle bir zaman da kimi başarılı sayardınız? Özgürlüğünü maddeye, paraya kaptırmış, onun tutsağı olmuş, harcamaya zaman bulamadığı kadar çok parası olanı mı, yoksa iyi ve mutlu bir hayat sürmesine yetecek kadar kazanan birisini mi? Kendisine ve etrafına saygılı olanı mı, yoksa “ben bilirim, ben yaparım, ben yaptım oldu” diyen orman adamını mı? Cevap vermek şu anda zor gözükse de, yeni başarıya ulaşabilmek için sahip olduğumuz yaşamın anlamını tekrar sorgulamamız gerekecek. Değerlerimizi ve sahip olduklarımızı tekrar tekrar gözden geçirmemiz hayati önemde faydalı olacak. Çünkü para hırsına endeksli bir yaşamın temel nedeni bazı duyguları, değerleri ve yaşamın anlamını kaybettiğimiz içindir. Kaybettiğimiz bu duygulara yeniden sahip olduğumuz takdirde yaşam anlam kazanacak ve sadece paranın hüküm sürdüğü, insanlığın ve bilginin çöpe atıldığı bir devir sona erecektir. Yeni çağın bir tek amacı olacaktır, o da "İnsanca yaşamak."
Var olmak ve yaşamımızı sürdürmek duygusu sahiplenmemiz gereken en önemli değerlerdendir. Günü yaşamak ve kurtarmak için yaşarsak, amaçsız ve kopuk oluruz. Geçmiş ve gelecek arasında taşınan bilgiler, “gelenekler, töreler, idealler, aile, sevgi, saygı” gibi, insanlığın olmazsa olmazlarındandır, devamlılığı sağlarlar. Geleceğe bakarak, bugün gerçekleştirdiğimiz eylemlerin gelecek kuşakları etkileyeceğini bilir ve anlarsak, daha iyi bir dünya kurmak için bencil olmayız ve yaptığımız fedakarlıklar anlam kazanır. Biz geçmişle geleceğin zincir halkalarıyız ve geleceğin şekillenmesi için başrol oyuncularıyız. Çocuklarımız, torunlarımız ve insanlık adına bu duyguyu kaybetmemeliyiz.
Topluma ve aileye, aidiyet ve bağlı olma kazanmamız gereken, bir diğer değer ve duygudur. Hiçbir yere ait ve bağlı duygusu olmaksızın, başkalarına karşı ilgi ve sorumluluk duyulmaz. Bazen her şeyden vazgeçip özgür olmak istesek de, özgürlük aynı zamanda boşluğu ve anlamsızlığı da beraberinde getireceğinden, yaşaması ve taşıması oldukça ağır ve korkutucu olabilir. Bu yüzden siz siz olun sürekli iletişim halinde olabileceğiniz, sevdiklerinizden oluşan bir çevre oluşturun. Bu yaşamınızı her zaman ve daha çok anlamlı kılmaya yardım edecektir.
Ulaşmak için çabalayacağınız bir idealiniz, bir amacınız yoksa sadece gündelik varoluşun küçük uğraşılarıyla zamanımızı geçiriyorsak, ne kadar varlıklı olursak olalım, bir süre sonra yaşam bize anlamsız gelir. Ulaşacağımız hedefi ve gideceğimiz yön duygusunu kaybetmezsek yaşam da anlamını kaybetmez. Amacımızı ve yönümüzü keşfetmek için yapacağımız en iyi şey, bir an önce aşırı bencillikten uzaklaşıp, etrafımızdaki veya çok uzaklardaki insanların yaşamında bir farklılık yaratmaktır. Diğer insanların varlığını daha samimi, içten ve saygıyla değerlendirip ona göre davranmalıyız.
Gönül ister ki, yeni başarı ölçüleri gözümüzü açar ve bir an önce hırs, cehalet, saygısızlık, gözü dönmüşlük ve kural tanımazlık gider yerini daha özverili ve düşünen bireyler alır.
Günümüzde ne yazık ki insanlık büyük amaçlar ve soylu hedeflerden oldukça uzaklaşmıştır.
Bilgi çağında başarı, kazandığımız para ya da mal mülkle değil, sahip olduğumuz bilgi, görgü, saygı, yarattığımız farkındalık, kaliteli ve anlamlı bir yaşam ve kullanma fırsatımız olan kaliteli zamanın miktarı ile ölçülecektir.