TARİH İYİ HATIRLAMAZ
17 Aralik 2014 11:57:00
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadınlar, erkekler
Trenler tıklım tıklım
Trenler cepheye giden trenler gibi
İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.
Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.
Şair Edip CANSEVER in “Mendilimde kan sesleri” şiiri böyle son bulur.
Kan davası, iki aile veya aşiret, kabile, köy, millet arasındaki öldürme silsilesi olarak tanımlanabilir. Kan davasında silsileyi başlatan, farklı bir ifadeyle ilk katil kim olursa olsun, katile karşı sürekli katil çıkar, yıllarca, onyıllarca silsile halinde sürer.
Savaşlar gurbetlikler hasretlikle toplumumuzu iyice ayrıştırdı. Bazen geri bakmak lazım nerelerden geliyoruz diye ve yorumlamak, kendimizi birde aynada görmek lazım.
İstemeden istemediklerimize benzeyiveririz, bir anda olur farkına bile varmayız.
Ülke olarak kötü karanlık yönetiliyoruz ve hep birlikte kötü bir tünelden geçiyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi adı altında, yolsuzlukların hak sayıldığı, hırsızlardan başka adam olmadığı sanılan, çoluk çocuklarımızın gelecekleri ve mirasları gasp edilen, saplantı ve balçıklı bir tünelden geçiyoruz. Arkadaşlıklar, dostluklar, güvenler, bildiğimiz kavramlar yeniden sorgulanır oldu.
Şairin dediği gibi mendil kanıyor derseniz, yaranızı inkar edip görmemezliğe gelirsiniz.
Sevgili başkanımız Yusuf Ziya, yapılan -bence başarılı- gurup sözleşmesinden dolayı sizi ve sendikamızı kutlarım. Yıllara dayanan arkadaşlığımız nedeni ile önce senden başlayarak güzide Ereğli’mizi yaralayan kan davasına dönüşmeye başlayan gidişata bir son vermeni rica edeceğim. Seçim bitti, demokrasi gereği maç da bitmeli.
Bence sen yapacağını yaptın, atacağın yumruğunu siyaseten gösterdin ve vurdun. Bunu sürdürmek iyimi değil mi, bir düşün derim. Bizler hepimiz gelip geçiciyiz, kalacak olan Ereğli ve bizden sonrasına onu biz nasıl bırakacağız. Önümüzdeki seçimler sizi çok ilgilendiriyor. Ben tanıdığım yönün ile sadece bir kez daha kendin için değil Ereğli için düşün diye rica ediyorum.
Sevgili Halil Posbıyık sevgi barış dostluk diyerek yıllarca Ereğli ve Türkiye’ye örnek oldun. Maalesef nedendir bilmem, düşmanlıklarla kavgalarla köşene çekildin. Eğer bir dur diyemez, mahkemelerle işleri halletmeye gidip, yeni sevgi köprüleri kuramazsan, Ereğli ağlamaya devam edecek. Ereğli ağladıkça gözlerinden kan gelecek. Şimdiden görülmekte, asla istemediğiniz Ereğli tablosu çıkacak.
Bunun için mi sevgi barış deyip bizi peşinden umutlandırdın, sevdalandırdın, Ereğli sevdalıları yaptın? Kan davası haline gelmekte olan durumu görmek zorundasınız. Birileri midesini ovalayıp, kıs kıs gülerken ellerini ovuşturuyor art niyetli planlar yapıyor.
Ey Ereğlili herkese burada görev düşer, özellikle sessiz gelip sesiz gitmekte olan ilçe başkanları; artık konuşun bir şeyler yapın, bundan size bir şey çıkmaz balçık ve kandan başka.
Bitirin bu davayı, karayılan hikâyesine dönmeden, yoksa inanın bir gün taşlar dibinden oynar, tarih sizden hesap sorar. Yıllar birçok lider doğurdu lakin tarih asla kin nefret dolu olanları taşımadı içine gömdü. Hatırlanmak Ereğli için anlam ifade etmeniz birlikteliğinizden geçer. İnanın tarih af etmez sadece siler. Yeni yılınız hayırlara vesile olsun sağlıcakla aydınlıklı, tam demokrasi ile dolsun.