receptufan52@gmail.com
Hayır Yaparken, Sessizce Yarış
15 Nisan 2021 00:17:04
Oruç ayı ramazan, aynı zamanda yardımlaşma ayıdır. Osmanlı’da Kuran ayetleri doğrultusunda ‘hayır yarışı’ yapılırken bunun ihtiyaç sahiplerini incitmemesi istenirdi. Fakir kelimesinin Arapçadaki kök anlamı “omurgası kırılmış kimse”dir. Türkçedeki “belini doğrultamayan, boynu bükük” gibi yani... Zekât, fitre, sadaka gibi kategorilere ayrılan yardım ibadetleri, fukaranın durumunu ‘düzeltmek’ için vardır. Fitre zaten ramazan ayında yerine getirilen bir ibadettir. Öte yandan ramazan diğer tüm yardımların da doruğa çıktığı ay olarak bilinir. Ne var ki Kuran, bu yardımların “başa kakarak, gösteriş için” yapılmasının yanlışlığını vurgular. Ayrıca açıktan sadaka vermek güzel bir iş olsa bile gizli verilmesinin daha hayırlı olduğunu söyler: “Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” Hz. Peygamber, aynı şekilde en güzelinin “Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse” olduğunu vurgulamıştır.Günümüzde fakir ve muhtaçlara özellikle Ramazan ayında kumanya yardımı,sıcak yemek,giyim gibi yardımların yapıldığı şu günlerde,Sağ elil verdiğini sol el bilmesin”anlayışından yola çıkarak gerçek ihtiyaç sahiplerine yardımlarımızı ulaştırmalıyız, “Sağ elin verdiğini sol el bilmesin” anlayışı özellikle Osmanlı’da kök salmış, bireysel yardım için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bunun en bilinen örneği Selçukludan devralınan “sadaka taşları”dır. Camilerin, imarethanelerin, dergâhların, türbelerin yakınlarına yerleştirilen sadaka taşları, yüksekçe bir sütun üzerindeki derin bir oyuktan ibaretti. Formu basit olsa da amacı gayet incelikliydi. Bağışta bulunmak isteyenler bu oyuğun/deliğin içine usulca para bırakırdı. İhtiyaç sahipleri de daha ziyade akşam vakti buralara uğrar, dolayısıyla kimselere görünmeden bu yardımı alırlardı. Hatta bazen ihtiyaçları kadarını alıp paranın tamamını almadıkları rivayet edilir. Böylece “alan el” mahcup olmaktan, “veren” el de kibirden korunmuş oluyordu. Payitahtın her köşesinde rastlanan sadaka taşları, pek çok Anadolu şehrinde de mevcuttu. Bunun gibi daha çok örnekleri olan “alan el” mahcup olmamasına dikkat ederek,günümüz şartlarında özellikle bu aylarda fakirlere gıda ve giyim yardımı gibi yardımalrımızı güzdüz değil gece verirsek”alan el” mahcup olmaz.Bu duygu ve düşüncelerle tüm hayırseverlerimizin Mübarek Ramazan ayında verdiği ve verecekleri yardımların kabul olmasını Allah’ tan niyaz eder,veren elleri tebrik ederim.