Yıllardır camilerimizde hep yardım toplanıyor bu toplanan yardım artık cemaati canından bezdirme noktasının ötesine geçmiştir. Bugün Diyanet’e ayrılan yıllık bütçe çoğu kurumların önünde olmasına rağmen neden cami ve mescitlerin yapım ve onarımı cemaat yardımları ile yapılmaya çalışılıyor halen anlaşılmış değil. Oysa Diyanet bütçesinden yapılacak yardım ile bu sorun çözülebilir. Her Cuma yardım ve bağış adı altında yardım toplanmaya devam edilmektedir.Camiler ibadet yerleri olmasına rağmen mevcut hocalar vaaz esnasında yardım konusunu dile getirmektedir. Konu cemaat arasında nahoş karşılanmaktadır. Diyanet’in müftülüklerin talep ve isteklerini karşılamak ,yardımda bulunmak asli görevlerinden olması bir gerçek iken ortaya çıkan tablo gösteriyor ‘ki gelinen noktada henüz bir yaptırım görülmemektedir.

      Madem camilerin yapım ve onarımı cemaate ait ise o zaman o cami ve mescitlerdeki görevli hoca , müezzinler adı geçen görevlendirmeler yine o cemaat tarafından yapılsın. Camilerimize baktığımızda yapılan desteklerin halk tarafından yapıldığı ve Diyanet’in destek olmadığı açıkça görülüyor. Yardım konusu artık yöresellikten çıkıp genel olmaya başladı bile geçtiğimiz aylarda Cuma namazı vaazında ilçenin birinde camide imam” Ey cemaat bir ilanım var. Falanca cami ve kuran Kursu’na yardımlarınızı bekliyoruz diyerek bunun ispatını göstermiştir. Görülen o ki yardım konusu sadece belli yörelerin değil tüm ülkemizin sorunu haline gelmiştir. Toplanan yardım ve bağışlar cami kapılarında hiçbir resmi noktaya dayandırılmadığı ayrı gerçek .Toplanan paraların karşılığında herhangi bir makbuz vs. verilmediği aşikardır…

EZAN SESLERİNİN DESİBEL AYARI NEDEN KONTROL ALTINA ALINMIYOR ?

Camilerimizde okunan ezan sesleri maalesef rahatsız edici boyutlara ulaştı. Ezan günün beş vaktinde okunuyor ancak her camide ses düzeni yani desibel ayarları farklı olmakla çevrede ses kirliliği yaratmaktadır. Okunan ezan sesinin desibel yüksekliğinden ders çalışan öğrenci, yaşlı, hasta bebek vs. rahatsız olduğu hesaba katılmıyor. Ezan seslerinin desibel ayarı normalde altmış olması gerekirken doksan ve yüze ulaşan ayarlara çıktığı gözlemlenmektedir. Aynı sıkıntı sadece belli yer ve camilerde değil ülke genelinde mevcut olduğunun altını çizmekte yarar var sanırım. Bazı camilerde ezanların cemaat ’ten birilerinin okuduğu ve ehliyetsiz kişilerin bu hususta ne kadar denetlendiği merak ediliyor. Müftülüklerin denetim olarak ne kadar duyarlı oldukları ‘da merak ediliyor. Ezan seslerinin denetlenmesinde müftülüklerin halen neyi beklediği ses ayarlarının normal şart ve şekle dönmesi için yetkilerini nasıl kullanacakları toplumun tabanında merak edilen sorular arasındadır.