
UYSAL'A BİR ÇİFT LAFIM VAR
05 Agustos 2015 22:37:00
Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Uysal, on altı aylık görev süresi içinde ilk kez basın mensuplarıyla birlikte saha gezintisi düzenleyince, acar gazetecimiz Altan Akçakese’ye “Sen de mutlaka git, izlenimlerini edin.”, dedim.
6-7 gazeteci arkadaşı ile birlikte Uysal’ ın gezisine giden Akçakese’nin haberini okudunuz siz de. Adam gördüklerini, güzel bulduklarını yazmış, yanlış bulduklarını da eleştirmiş.
Ben onu bunu bilmem. Net konuşurum, net yazarım. Birkaçı dışında bu anlatılanlardan hiçbirinin bu kente yakışan hizmetler olduğuna inanmamı beklemeyin benden. Her zaman söylüyorum; biz gazeteciyiz ve herkesin bildiğinden bir fazlasını biliyoruz. Biz arşiviz, biz tarihiz. Son yirmi yılda bu kent ayağa kalkarken, önceleri hayal gibi görünen birçok yatırım birbiri ardına hayata geçirilirken, bugünkü Belediye Başkanı lokma kadar yere toprak serip çevre düzenlemesi yaptık, diyorsa bu inandırıcı olmaz.
Sayın Başkan yeni terminalin önünde boy boy fotoğraflar çektirmiş ama maalesef bu terminalin hizmete açılmasının neden bu kadar geciktiğini anlatmamış. Köseağzı’na bir kilometre asfalt yapmış, ‘Bu asfaltı benden falanca istedi, onun için yaptım.’, diyememiş. Hala; ‘Şu mahallelere yeni su boruları döşüyoruz.’, diyor; ama o yenileme sürecinin 2013’te başladığını hatırlatamamış.
İşin daha vahim tarafı, Uysal’ı bu ilk saha incelemelerinde takip eden gazetecilerin sayısı.
Sayın Başkan! Sen Ereğli basınını bu kadar bloklaştırırsan bu sonuca da katlanacaksın. Geçenlerde de ifade ettim: Bu memlekette vasıflı gazetelerin vasıfsız patronları olduduğu gibi vasıfsız gazetelerin vasıflı patronları ve çalışanları var. Ama sen bu kadar basın kuruluşunun olduğu yerde birkaç yandaşına birden fazla ilan verip, bazılarına özel teşekkür ilanları yollayıp kendilerini besliyorsan, bu görüntülere de katlanacaksın. Ben Ereğli Gazeteciler Derneği Başkanı olarak on altı aydır senden bir tek şey bekledim. Bütünleşelim, dedim. Koltuğuna oturdun, hayırlı olsun, ziyaretimizi bile kabul etmedin. O malum danışmanlarının yönlendirmeleriyle bizden kopuk olmayı tercih ettin. Eski milletvekilin ve onun adamları istemediği için bir kez bile kapımızı çalamadın. Ben yine sabırla bekledim. Hatalarından geri dönersin, dedim. Sen yine dönmedin. 24 Temmuz benim ve meslektaşlarımın bayramı ama o malum danışmanlarını memnun etmek uğruna bir kez daha benim günümde bana rağmen etkinlik yapıp gazetecileri yine böldün. Bir de benim memleketimde karşıma başka bir gazeteci örgütünün yönetimini davet ederek bir diğer ayıba imza attın. Ben merak ediyorum Sayın Başkan, Hemşireler Haftası’nda da hemşireler için yemek düzenleyecek misin? Velev ki düzenledin, Zonguldak’ taki hemşireleri mi çağıracaksın o yemeğe?
Geçenlerde gönderdiğin mesajı aldım.”Ben Necati Ağabey’i yanımda gör-mek istiyorum her zaman.”, diyorsun. Sen böyle yaparsan nasıl yanında olacağız senin? Göreve gelir gelmez üzerimizde baskıyı kurdun. Ruhsat dedin, vergi dedin, borç dedin... Ne kadar kıstas koydunuzsa o danışmanlarınızla beraber, karınca kararınca uyduk. E ne oldu da bazılarına ayrı muamele yapmaya başladın? Senin teşekkür ilanlarını yayınlayacak başka gazete mi bulamadın yoksa bazı internet sitelerinin sayaçlarının fazla rakamlar göstermesine mi aldandın?
Artık sana kızmıyorum Sayın Başkan! Ben lafımı esirgemem. Bundan sonra da aynı tavrımı göreceksin benden. Ama gördüğün gibi yaptığın her güzel işi de bu sayfalarda çarşaf çarşaf yayınlatırım ben. Sen yeter ki birilerinin lafıyla şu huzur ortamını bölme. Nifakçılara zemin hazırlama. Ereğli basını ve EGD sanıldığından çok daha güçlüdür. Güçleri bir arada toplamak varken sen bölmeye kalkarsan işte böyle 7 kişiye açıklama yapmak zorunda kalırsın. Bu sana Necati Ağabeyi’nin bir nasihati olsun.