DEVRİMCİLİK Ve İŞÇİ SINIFI
18 Eylül 2017 03:09:00
İşçi sınıfı geniş bir toplam. Emeğini patrona satarak geçinenlerin tamamını kapsıyor. Türkiye de dahil, bütün batılı ülkelerde nüfusun en az üçte ikisini oluşturuyor.Salt bu kriter üzerinden değerlendirildiğinde bile hem günümüzün hem de geleceğin, toplumsal üretimi gerçekleştiren bu sosyal yapıya ait olması gerektiği kabul edilir
Bu tezden hareketle tarihin akışı toplumların sınıflaşmasıyla, yani sosyal yaşamın sömüren sömürülen, artı değere el koyan artı değeri üreten çelişkisi üzerinden yeniden şekillenmesiyle tamamen değişti.Bu gelişme ilk kez Sümer kent devletlerinde ortaya çıktı, o zamandan beri toplumsal sınıfların ve toplumsal formasyonların adı değişti ama öz aynı kaldı, Sovyet devrimine kadar toplumsallığın temel karakteri sömürü oldu.
Çocuk sömürüsü, kadın sömürüsü, çevre talanı gibi bütün sosyal sorunları belirleyen şey iktisadi sömürüdür ve bu yalın gerçekliği ıskalayan her siyaset yalnızca sömürüye omuz verir…
Sömürülen işçi sınıfı, sömüren burjuvazi ise, sömürünün ortadan kaldırılmasından çıkarı olan sınıf işçi sınıfı olacaktır.
İşte işçi sınıfının genetiğinin devrimci olmasının nedeni budur… İşçi sınıfı üzerindeki sömürü illetinden kurtulabilmek için toplumun sınıflı yapısından kurtulmak zorunda olan tek sınıftır ve bu nedenle mecburen devrimcidir.İşçi sınıfı bu potansiyelini, bu sorumluluğu göremeyebilir, görevini layıkıyla yerine getiremeyebilir, ama bu özelliğini üzerinden sıyırıp atamaz, ondan kurtulamaz.
İşçi sınıfının devrimciliği, işçi sınıfını oluşturan milyonların bireysel kararlarının neticesinde ortaya çıkan bir durum değildir. Tersine kapitalist üretim ilişkilerinin kolektif bir yapı olarak işçi sınıfına biçmiş olduğu bir karakter yapısıdır.
İşçi sınıfının devrimciliğiyle, insanın sömürüye ve adaletsizliklere karşı çıkan karakteri birbirlerini diyalektik olarak bütünlerler ve bu bütünleşik yapıdan sınıf direnişleri ortaya çıkar.
İşçi sınıfının devrimci karakterini en iyi patronlar bilir. Bu nedenle de buna karşı önlem almak gereğinin en çok farkında olanlar da onlardır.Burjuvazi, ortadan kaldıramayacağını bildiği bu devrimci özü kontrol altına almak ve bunun için de ideolojik (dincilik ve milliyetçilik), siyasi, askeri mekanizmaları devreye sokmak zorundadır. Bu da onun genetik özelliğidir.
Kapitalizm var oldukça sömürü de, sömürüye karşı eşitlik ve adalet arayışları da var olacak ve Kapitalizm kendi yaratmış bulunduğu işçi sınıfının baş kaldırısından hiçbir şekilde kurtulamayacaktır…...
Kapitalizmin tarihinin sınıf mücadeleleri tarihi olmasının nedeni de budur.
Başarısı ise kalıcı değil dönemseldir..
Ancak ;
Devrimci Solun,, burjuvazinin işçi sınıfı devrimciliğini hapsetmek bakımından gösterdiği başarıyı genel geçer bir olgu olarak değerlendirmeleri, özü gözden kaçırmaları, anın görüntüsüne teslim olmaları, moral bozmaları, toplumsal değişimin anlamını unutmaları, toplumsal değişimi sağlayacak tek öznenin işçi sınıfı olduğu gerçeğini gözden kaçırmaları ve devrimci öznenin ne olduğunu unutup toplumsal değişimi Kürt sorununun çözümü ve Kürt hareketini de devrimci öznenin kendisi olarak algılamaları, toplumsal kurtuluşla hiç alakası olmayan başka yollara sapmaları, başka aktörlerin peşine takılmaları işçi sınıfını daha da güçsüz, çaresiz bırakır, burjuvazinin işine yarar…..
İşte gerçek devrimci bu ayrımın farkına varan ve tavrını insanlığın geleceğinin işçi sınıfının eliyle inşa edileceğini görendir….
Sevgilerimle…