TİMSAH….
26 Agustos 2017 11:46:00
Dostoyevski’nin 1865 yılında yazdığı kısa hikâye “timsah”, Avrupa turuna çıkmadan bir gece önce eşi, kızı ve yakın arkadaşıyla gezmeye çıkan memur İvan’ın görmeye gittikleri bir timsah tarafından yutulmasıyla başına gelenleri anlatır.
İvan timsahın içinde konuşmakta ve dışarıdakilerin seslerini duymaktadır. Ailenin ve en yakın arkadaşı Aleksey”in yardım için gittiği polis kurcalamayın, olay şüpheli, zaman geçsin, biraz unutturalım diye akıl verir.
Bir başkası timsah tarafından yutulan memurlara ait bir madde yok diyerek bir şey yapamayacağını söyler.
Timsahı gezdiren kumpanya bu tuhaf durum üzerinden para kazanmaya çalışır. Dost, düşman ortaya çıkmıştır.
Avrupa seyahatine çıkmayıp kendini timsahın midesinde bulan İvan’ın olup bitenlerle birlikte içsel bir yolculuğa çıkışına tanıklık ediyoruz.
Karısı Elena’nın duygu karmaşasını, amiri Popoviç’in ikiyüzlülüğünü, bir çare olarak gidilen Prof. Zbignief’in tutumunu, daha da önemlisi paranoyak olmuş polisi ve generali ile herkesi suçlu gören devlet anlayışı ile timsahın içinden izliyoruz. ..
*****
Toplumlar sıkıştırıldığı dönemlerde, özellikle de hakka ve hukuka dayanmayan durumlarda kaçınılmaz olarak tepki verirler.
Kısa hikaye Timsahın yazılması, tiyatro oyunu olarak sergilenmesi o dönemin Rus toplumunun içinde bulunduğu sıkışık durumunun bir sonucudur..
Bugün ülkemizde’de Timsah öyküsüne benzer bir olgu yaşanmaktadır.
Nasılmı ? İşte böyle……
Batı dünyası bir yıllık bir takvim vermiş.
Ne acıdır ki, halledemediğimiz meseleler konusunda Batıdan umut bekliyoruz.
Bu halimizi gören Batı, yönetebileceği ve sömürebileceği bir çevre halkını memnuniyetle karşılamaz mı?
İçeride timsahın karnındaki halk, Batının sahte şefkatinden ne bekleyebilir ki!
Kapitalistin sömürü mantığının altında demokrasinin esamisi okunur mu ki, Batının yaklaşımından umutlu olalım.
Her ulus ancak kendi ürünü ile abat olur ya da tarihin çöplüğüne gömülür.
İkinci şıktan birinciye geçmek için Batının şefkatine değil, kendi basiret ve idrakimize güvenmeliyiz. Siyasi erk, siyasi projesini uygulayabilmek için halkları bölerken, toplumu parti toplumuna dönüştürürken, toplumsal kurumları parçalarken, umalım ileriye ait umutsuzluğumuzu kıracak bir mucize gerçekleşir!
Sevgilerimle…
Not :Damar 67 Gazetesinden adıma çıkartılmış Basın kartımı 24.08.2017 tarihinde kaybettim…Yenisini çıkaracağımdan eskisi hükümsüzdür.
İlanen duyurulur....