ZAMANIN BİRİNDE BİR YERLERDE HIRSIZLAR ÜLKESİ VARMIŞ
02 Haziran 2015 09:45:00
Zamanın her hangi bir zamanında herkesin hırsız olduğu bir ülke varmış ama öyle bir iki değil, istisnasız hemen herkesin hırsız olduğu ve hırsızlığı meslek edinip, hırsızlığa göz yumduğu insanların yaşadığı bir ülke.
Gece olup her yere karanlık basınca, bu insanlar maymuncuklarını ve fenerlerini yanlarına alır ve komşularının evini soymaya giderlermiş.
Gün doğarken evlerine geri döndüklerinde yüklerini alırlarmış.
Ama her seferinde kendi evlerine döndüklerinde de kendi evlerini soyulmuş bulurlarmış. Hiç çalışmadan, emek sarf etmeden kendi aralarında hırsızlıkla al gülüm ver gülüm yaparlarmış.
Ülkede kimse kaybetmezmiş, çünkü herkes birbirinden çalar ve bu dolaşım son kişi ilk kişiden çalana kadar sürer gidermiş.
Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış. Gece olduğunda, çanta ve fenerle dışarı çıkmaktansa evinde kalıp çalışmayı, çalışarak, kazanmayı, üretmeyi tercih edermiş.
Hırsızlar gece evi soymak için geldiklerinde evde ışık yandığını görünce evi soymak için içeri giremezlermiş.
Ve bu durum bir süre böyle devam edince, ahali rahatsız olmuş ve bu konunun biran önce açıklığa kavuşmasını istemiş, dürüst adamın kapısına dayanan halk, adama, ‘‘Çalmadan yaşamak senin tercihin olabilir ama başkalarını bu işi yapmaktan alıkoymaya hakkın yok, evde durma çık dışarı, bizi de işimizden alıkoyma’’ demişler.
Bunun üzerine dürüst adam, bakmış ki yapacak bir şey yok, onca hırsıza karşı kalmış tek başına çaresiz geceleri evinde durmamış.
Evinden gece olunca dışarı çıkar, fakat kimsenin evinden hiçbir şey çalmadan tekrar evine dönermiş ama döndüğü zaman evini hep soyulmuş olarak bulurmuş.
Adamın bir haftadan daha az bir sürede, evinde bir lokma yiyecek bir şeyi kalmamış. Her geçen gün hırsızlar diğerlerine yaptıkları gibi onunda evine girip her şeyini talan etmişler.
Daha iyi, daha çok soygun yaparak zenginleşen diğer insanlar ise kendileri için soygun yapmak üzere artık maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar.
Zengin fakir ayrımı giderek çoğalmış. Zenginler çok zengin fakirler çok fakir yaşamaya başlar olmuş.
Zenginler mallarını korumak için polis teşkilatı ve hapishaneler kurmuşlar, kendileri çalmaya devam etmiş ama kendi mallarının çalınmasını ise yasa dışı ilan etmişler.
Yıllar geçmiş ama zenginlerin yoksulların mallarını çalması hala serbestmiş.
Gel zaman git zaman bir süre sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz etmez olmuş.
Çünkü yoksulların çoğu ya fakirlikten ve açlıktan ölmüş, ya da hırsızlar ülkesini terk edip daha insanca yaşayabilecekleri daha huzurlu ülkelere yerleşmişler.
Çalışarak üretmeyi bilmeyen ömürlerini başkalarının elinde olanı çalarak geçiren, haram mal yiyen zenginler ve maaşlı soyguncular ise soyacak kimse kalmadığı için yavaş yavaş servetlerini yitirmeye başlamışlar.
Sonunda zenginler bütün bu yaptıklarının yanlış olduğuna ve eski düzenlerini yeniden sağlamak, daha huzurlu, mutlu, paylaşarak, çalışarak, sevgi ile dürüst bir biçimde yaşamak için o kızdıkları dürüst adamı başa getirmeye ülkeyi yönetmesine karar vermişler.
Ancak dürüst adamın evine gittiklerinde ev bomboş ve sadece yerde yazılı bir kağıt varmış.
Kağıt da şunlar yazıyormuş; ‘’ Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa ve her ne olursa olsun aranmakta geç kalınmışsa herkes için her şey, her şey için de çok geç kalınmış demektir.’’
SAHİ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
BEN HER ZAMAN MERAK ETMİŞİMDİR, HİÇ BİR ÜLKEDE OLMAYAN AMA BİZİM ÜLKEMİZDE VAR OLAN
EVLERİMİZİN PENCERELERİ NEDEN DEMİR PARMAKLIKLARLA KAPALI?
NEDEN EVLERİMİZİN ETRAFINDA GÜVENLİK SİSTEMİ VAR?
BİZLER HIRSIZMIYIZ? HIRSIZLAR ÜLKESİNDE Mİ YAŞIYORUZ?
NEDİR BU KORKUMUZ?
HANİ AZ BİR ZAMAN KALDI NERDEYSE ÇELİK ZIRHLARLA ETRAFIMIZI DONATACAĞIZ.
BİZLER MÜSLÜMAN İNSANLARIZ. BİZİM İNANCIMIZDA YASAK VE GÜNAH OLAN ŞEYLERİN BİZİM ÜLKEMİZDE YAŞANMA İHTİMALİ ELBETTE YOKTUR.